Bir okuldaki aynı derse giren öğretmenlere o dersin grup öğretmenleri anlamında zümre öğretmenleri denir. Her dönem başında okuldaki aynı derse giren öğretmenler toplanarak o dönemde kendi branşlarında ne gibi uygulamalar yapacaklarını konuşurlar ve konuştuklarını karara bağlarlar. Okul açıldığı hafta okul idaresi okul zümre toplantılarının ve ilçe zümre toplantılarının yapılacağı tarihleri zümre öğretmenlerine resmi yazı ile ilan eder.
Aynı okulda Türk Dili Edebiyatı dersine giren on iki öğretmen olduğunu farz edelim. Bu öğretmenler ilçe milli eğitim müdürlüğünün belirlediği tarihte okulda bir araya gelirler. Öncelikler bu aynı ders öğretmenleri kendilerine bir branş başkanı yani zümre başkanı seçerler. Zümre başkanı kontrolünde yapılan zümre öğretmenleri toplantısı sonrasında alınan kararlar yazılır. Daha sonra alınan kararları tüm ders öğretmenleri imzalar. Bu zümre toplantılarında amaç aynı derse giren tüm öğretmenlerin aynı konuları yakın biçimlerde uygulamaları ve öğrencilerin aynı konuları öğrenmelerini sağlamaktır. Tüm öğretmenler konuları paralel olarak anlatırsa öğrenciler arasında temel bilgilerde eşitlik olur.
Bu bilgi ve konu birliliği önce okulda sonra ilçede konu ve bilgi birliği yaratmaktır. Bununla birlikte tüm il genelinde ve ülke genelinde aynı sınıflarda aynı konuları öğretme gayesi vardır. Tüm öğrencilerin aynı konuları görmeleri ve öğrenmeleri başarıda eşitlik sağlamaya yetmez. Öğrencilerin seviyesi ve hazır bulunuşluk seviyeleri farklı olduğu için sonuç değişken olur. Türk eğitim sisteminde genel birlik ve beraberlik temel amaç olduğu için en temel konuları tüm öğrencilerin öğrenmesi hedeflenmektedir.
Bu zümre toplantıları aynı dersten lisedeki öğrencilerin aynı konuları öğrenmesini sağlamaktır. Üniversite sınavında tüm öğrencilerin aynı soruları çözeceğini düşünürseniz bunun neden gerekli olduğu daha iyi anlaşılabilir. Düşünsenize bir okulda başka konuları öğreniyor öğrenciler başka bir okulda başka konuları. Bu durumda eğitimde eşitlik ve birlik olmazdı. İşte zümre öğretmenlerinin toplantı yaparak yıllık plana uygun ders yapmaya çalışması genel anlamda öğrencilerin aynı konuları öğrenmesi içindir.
Ösym kurulunda Tyt ve Ayt sınavı için soru hazırlayan komisyon üyeleri lise mezunu çocukların belli bir seviyede okuma becerisi olduğunu tahmin ediyorlar. Bu lise düzeyi öğrenci bilgi seviyesine uygun soruları hazırlamaya çalışıyorlar. Eğer öğrenci tahmin edilen düzeyde bilgi ve okuma becerisine sahip değilse haliyle sınavda başarısız oluyor.
Şöyle açıklayabiliriz: Bir öğrenci lisede okurken ayda bir tane kitap okumalıdır. Bir yılda on iki ay olduğu için öğrencinin yılda okuması gereken ortalama kitap sayısı on iki olmalıdır. Dört yıl lise okuduğunu düşündüğümüz zaman lise mezunu bir öğrencimizin lise boyunca ortalama 48 kitap okumuş olduğunu düşünmek yanlış olmaz. Bu mantık üniversite sınavını hazırlayan komisyon için şu demektir. Ortalama elli kitap okumuş bir lise öğrencisinin okuduğunu anlama seviyesine uygun soru üretelim. Yani soru hazırlayanlar öğrencinin binlerce kitap okuduğunu düşünmüyor asgari düzeyde kitap okuyan bu cümleyi anlar ve soruyu çözebilir diye düşünüyorlar ona göre soru biçimi oluşturuyorlar. Eğer öğrenci liseyi bitirene kadar ortalama düzeyde okuma yapmışsa Tyt Türkçe dersinden sorulan soruları rahatlıkla cevaplayabilir. Bunun tersi olarak öğrenci hiç ama hiç okumadıysa bu durumda okuduğundan beklenen sonuçları çıkaramayacak ve Tyt Türkçe sorularını doğru anmayacaktır soruları yanlış yapacaktır. Bu basit çıkarımdan lisede kitap okumanın her öğrenci için önemini anlatmış oluruz.
Az okuyan Tyt Türkçe sorularında başarılı olamayacağı gibi tam tersi olarak bol bol kitap okuyan ve anlama kavrama sorunu olmayan öğrenciler sınavda başarılı olurlar. Doğru oranda kitap okuyan öğrenci sadece Türkçe testinde değil TYT Matematik testinde bile başarını arttırır. Bilindiği gibi Tyt matematik testindeki soruları çözmek için önce sorunun neyi istediğini doğru anlamak gerekir. Bu da yine okuduğunu doğru anlama ve yorumlamadan geçmektedir. İşte bu nedenlerle lise döneminde ve öncesinde öğrencilerin düzenli okuma yapması onların hem okul derslerinde hem de üniversite sınavlarında başarılı olmasına yardımcı olmaktadır. Tüm anneler babalar ve öğretmenler öğrencilerimize okumanın etkilerini ve sonuçlarını doğru aktarırsak belki onlar da daha isteyerek okumaya başlarlar.
Uzman Eğitim Danışmanı
Mehmet Kutlu